Osteoma

Osteoma

Ortopedik açıdan her hangi bir tedavi gerektirmeyen iyi huylu, yavaş büyüyen, sınırları net ayrılabilen daha çok etmoid ve frontal kemikte (yaklaşık %75’ i) gözlenen osteojenik bir kemik tümörüdür. Ancak osteoblastik kemik metastazları ile karışabileceğinden klinik olarak ayırt edilmesi gerekmektedir. Genellikle korteksin dış kısmında dışa doğru, bazen de içe doğru büyüme görülmektedir.

Daha az sıklıkta metakarp, femur, humerus gibi diğer kemiklerde de görülebilir. Osteomayı dünya sağlık örgütü bir tümör olarak kabul etmese de ayırıcı tanıda önemli bir yer tutmaktadır. Osteoma 40 ile 60 yaş arasında daha sık görülmekle birlikte her yaşta karşılaşılabilir. Her iki cinste de eşit sıklıkta görülmektedir.

Klinik: Küçük lezyonlar genelde asemptomatik tesadü saptanırken, büyük lezyonlar bulunduğu bölgede basıya bağlı şikayetler verebilir. Sinüslerde tıkanıklığa bağlı şikayetler gözlenirken, ekstremitelerde yer aldığında birkaç cm büyüklüğünde olup nadiren çevre yumuşak dokulara bası olması durumunda semptomatik olabilir. Osteomanın eşlik ettiği ailesel adenomatoz polipozis sendromu otozomal dominant geçişli olup gardner sendromu olarak bilinir. Bu sendromda osteomaya ilaveten subkutan deri lezyonlarda eşlik edebilir.

Radyoloji: Direkt gra de tipik olarak normal korteksten daha yoğun, belirgin sınırları izlenen sklerotik kemik lezyonu olarak görülür. Bilgisayarlı tomogra de (BT) kortekse invazyonun yokluğu ile parosteal osteosarkom ve osteokondromdan ayırtedilir. Magnetik rezonans görüntülemede (MRG) T1 sekansta düşük sinyal, T2‘ de korteksle izointens görünüm vardır. Ayırıcı tanıda me- larositosis, osteokondrom, parosteal osteosarkom, miyositis ossi kans, ossi ye parosteal lipom düşünülmelidir. Tedavi: Klinik şikayet oluşturmayan lezyonlara takip yeterlidir. Basıya bağlı ciddi şikayet olanlarda cerrahi olarak çıkarılabilir.